Büyüme belirli bir sırayı izler. Önce eller, baş, ayaklar; sonra kollar, bacaklar daha sonra da gövde ve omuzlar gelişir. Mesela liseye yeni başlayan bir gence ceket alındığında, kolları tam gelir ama çocuk ceketin içinde kaybolur. 1-2 yıl sonra da ceket olmamaya başlar. Bunu nedeni gövdenin ve omuzların en son gelişmesidir (Steinberg, 2007).

           Söylediğimiz bu aşama ergende orantısız bir görünüme sebep olur. Ergen bu orantısız büyümeden dolayı çoğunlukla el, kol ve bacaklarına hâkim olmaz. Hatta bununla ilgili ergen sakarlığı diye bir tabir vardır.

            Ergenlik döneminde iç salgı bezlerinin denge bozukluğundan dolayı her iki cinsiyet yağlanmaya elverişlidir. Yağlanma özellikle kızlarda daha yoğun yaşanır. Bazı bölümlerde kalın yağlı bir tabakalaşma olur, bu da kadın vücudunun özelliklerinden olan yuvarlaklaşmayı sağlar (Şemin, 1984). Genel olarak eğimli olarak uzanan bacaklar, geniş kalçalar, dar omuzlarla karakterize olurlar (Yavuzer, 2007). Kızların yüzü inceleşir ve daha anlamlı bir biçim alır.

           Kızlar ergenlik döneminde dış görünüşe çok önem vermeye başlarlar. En çok uğraştıkları şey sivilceler ve kiloları olur. Yeme bozuklukları meydana gelebilir: bulmia nevrosa ya da anoreksiya nevrosa. Bunlar yeme bozuklukları bölümünde açıklanmıştır.

            Erkeklerde kaslar büyür ve kuvvetlenir daha sert görünürler. Genel olarak dümdüz uzanan bacaklar, dar kalça, geniş omuzlarla karakterize olurlar (Yavuzer, 2007). Yüz çizgileri belirgin bir görüntü gösterir. Çene kemiği belirginleşir.  Erkeklerde ense, göğüs, karın ve bel yağlanır (Şemin, 1984).