►Erinlik ve Benlik Saygısı >> Erinliğe giriş özellikle kızlar için çok stresli bir durumdur. Ergenin bu gelişim hızına ve değişimlere hazırlıklı olup olmaması, toplumun kendisi için koyduğu ölçülerle ergenin olgunluğu arasındaki uyuşmazlık, onun davranışlarında etkili olmaktadır (Yavuzer, 2007, s.284). Kızlar bir takım şeyleri çok açık konuşamazlar ve bu da suçluluk duygusuna ve strese neden olur. Bu tür konuların kapalı yaşandığı, ayıp sayıldığı bazı geleneksel toplumlarda bu daha da zordur.
Bu dönemde beden imgesinde çok ciddi problemler yaşanmaya başlar. Özellikle beyaz kızlar zayıf bir beden imgesi geliştirmede risk taşımaktadırlar (Steinberg, 2007). İnceliğe verilen önceliğin, erinlikle meydana gelen yağlanmayla birlikte kilo almaya ve orantısız bir vücuda sahip olmak kaygıya sebep olur (Steinberg, 2007).
►Uyku Örüntülerindeki Değişimler >> Ergenlik döneminde uyku tercihleri de değişiyor. Bu dönemde birey çok daha fazla uyumak isteyebilir ancak uyku düzeninde değişimler olur. Yani çocukken 9’ da uyuyan bir ergen, erinlikle beraber çok daha geç uyuyup sabah da geç kalkmak isteyebilir. Gençler uyku saatinde kendini çok enerjik hissettikleri için daha geç yatmaya başlarlar. Böylece sabah erken kalkmaları gerektiği için de uykusuz kalırlar. Bu da onların uyuşuk olmalarına daha az enerjik olmalarına neden olur. Bu yüzden erinlikle beraber okul başlama saatlerinin daha geç bir saate alınması gerekir (Steinberg, 2007).
Son 30 yıldır ergenlerin çok daha az uyudukları söyleniyor ve bunun temel nedeni de televizyon olduğu söyleniyor (Steimberg, 2007).
►Ergen Dengesizliği >> Bireylerin ruh halinde dalgalanmaların olduğu bir dönemdir. Bunun nedeni olarak da hormonlardaki ani iniş çıkışlar gösterilmektedir. Ama asıl neden gün içerisinde onların yetişkinlere oranla çok daha fazla şey yaşamalarıdır. Çok daha farklı ortamlara girip, çok daha fazla insanla etkileşim halindedir. Çünkü yetişkinlerde hayat çok daha standarttır ve ani iniş çıkışlar olmadığı için ruh hallerinde bir dengesizlik olmaz. Erken ergenlik dönemindeki hormonsal dengesizliklerin özellikle kızlarda kızgınlık, tepkisellik ve depresyona denen olduğu söyleniyor. Bunun asıl nedeni okul, aile ve arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşamasıdır (Steinberg, 2007).
“Fırtına ve stres” kavramlarıyla karakterize edilen ergenlik, kaçınılmaz duygusal çatışma ve çelişkiler dönemi olarak değerlendirilmektedir (Yavuzer, 2005). Ailesinden veya çevresinden gelen bazı kısıtlamalara isyan eder. Ancak amacı yıkıcı olmak değildir. Zaten bir süre sonra bu davranışlarının anlamsız olduğu gerekçesiyle vazgeçer. Bu dönemde ergenler aşırı duyarlı olurlar (Yavuzer, 2005).
►Aile İlişkileri >> Ergenlik dönemi aile içindeki çatışma ve mesafenin arttığı, buna karşılık sıcak, ılımlı tavırların azaldığı bir dönemdir. Gencin cinsel özelliklerin belirmesi, hem ergenin hem de ebeveynin, gencin artık üreme yeteneğine sahip ve toplumsal açıdan daha olgun birey olmaya başladığını anlamalarını sağlar. Bu durum da ebeveynler daha büyük beklenti içerisine girer. Sosyal konum yeniden yorumlanmaya başlar (Yavuzer, 2005). Artık çocuğa yüklenen roller değişmeye başlamıştır. Eskiden çocuk adına kararlar verilirken artık çocuğunda fikirleri alınması gerekmektedir. Ancak ebeveynler bu duruma kolay adapte olamazlar. Ebeveynler çocuklarının artık büyüdüğünü kabul edemezler. Buda aralarındaki mesafenin açılmasına neden olur (Steinberg, 2007).
Ebeveynler ile ergen arasındaki iletişim, erinliğin nasıl algılanıp yorumlandığına ve erinliğin aile üyeleri için ne anlama geldiğin bağı olarak değişim geçirecektir (Yavuzer, 2005).
